Written by 12:00 ÇALIŞMA YAŞAMI

2024 TİS dönemi zor geçecek

İçinde bulunduğumuz yıl 12 milyon emekçinin TİS sözleşmeleri sona erecek. Halen devam eden toplu pazarlıklarla birlikte 17 milyona yakın emekçiyi kapsayan sözleşmeler imzalanacak. 2022 ve 2023 yılında değişik işkollarında sözleşmeler “uyumlu eylem planının” gölgesinde, yoğun uyarı ve süresiz grevleri sonucunda imzalandı. DGB ve ona bağlı sendikaların yönetim kurulları, sanayi için enerji fiyatını düşürmeyi başardılar. Şimdi “sanayisizleşmeye” karşı devasa sübvansiyon paketleri talep ediyorlar. İşte bu tutum 2024 TİS döneminin zor geçmesine neden olacak.

UMUT YAŞAR

Almanya’da işçi ve emekçiler 2023 yılını da reel ücret kaybıyla kapattılar. Alman Sendikalar Birliği DGB’ye bağlı “Hans-Böckler-Vakfı” (HBS) bünyesindeki “Ekonomik ve Sosyal Bilimler Enstitüsü” (WSI) tarafından hazırlanan bir raporda, reel ücretlerin 2020 yılından bu yana sürekli düştüğü ve bugün 2016 yılının düzeyine gerilediği bildiriliyor.

“YENİ UYGULAMALARA AÇIK OLMAK”

Hans Böckler Vakfı (HBS) tarafından yapılan anketler, yaşam şartları toplu sözleşmelerle kararlaştırılan ücretlere, sosyal yardıma veya yasal emeklilik maaşlarına bağlı olan insanların satın alma gücü kaybının resmi enflasyon oranlarından daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca, geçtiğimiz yıllardaki enflasyon süreçlerinin bir sonucu olarak “sosyal uçurumun” daha da derinleştiği ve toplu ücret sözleşme sonuçlarının enflasyonun çok gerisinde kaldığı da tespit edilmiştir. HBS ve WSI uzmanları, “Devlet tarafından önerilen ve 3 bin euroya kadar sosyal kesintisiz ve vergisiz ödenebilen enflasyon telafi primi, enflasyonun etkisini azalttı. Ancak bu kalıcı olarak ücretlere yansımadığı gibi primin düzeyine belli bir süre içinde etkisi yok oluyor” görüşünü savunuyorlar. Milyonlarca işçi ve emekçinin reel ücretleri kalıcı olarak düştü. Dolayısıyla 22/23 yıllarının toplu sözleşme müzakerelerinin sonuçları berbat olmakla kalmadı, aynı zamanda sendika yönetimleri bazıları açık, bazıları gizli olmak üzere bir dizi “yeni” uygulamaları da gündeme getirdiler. Bunlar arasında “özel ödemeler”, kararlaştırılandan daha uzun toplu pazarlık süreleri, talep belirlemede sendika içi demokrasinin ortadan kaldırılması, üyeler arasında yapılan anketlerle toplu pazarlık sonuçlarını meşrulaştırmak için şaibeli hesap oyunları, işçileri bölen bireysel gruplar ve yaş grupları için özel sözleşme maddeleri, yüksek veya düşük şirket kârlarına bağlı olarak haftalık çalışma sürelerinin azaltılması veya uzatılması, ücret zammının ödenmesi veya ödenmemesi gibi çok sayıda ve son derece farklılaştırılmış düzenlemeler yer alıyor. Değişik işkollarında imzalanan bu tür sözleşmeleri eleştirenler ise “yeni uygulamalara açık olmamak” ve “işçilerin bireysel konumlarını ve ihtiyaçlarını gözetmemekle” eleştiriliyorlar.

17 MİLYON EMEKÇİNİN TİS DÖNEMİ GÜNDEMDE

WSI tarafından yapılan bir açıklamada (Bkz.: www.wsi.de/de/tarifrunde-2024-aktueller-ueberblick-54925.htm), 2024 yılında yaklaşık 12 milyon işçi ve emekçinin ücret toplu sözleşmelerinin sona ereceği bildiriliyor. Yani önümüzdeki aylarda milyonlarca işçi reel ücretlerinin yükseltilmesi için mücadele edecekler. Unutulmaması gereken 2023 yılında başlayan ve henüz bitmemiş olan toplu sözleşmeler de var buna eklenecek olan. Örneğin mağazalarda (perakende işkolu) TİS dönemi 10 aydır devam ediyor! Toptancılık ve dış ticaret işkolunda da TİS görüşmeleri 10 aydır devam ediyor! Bu işkollarında toplam 5 milyona yakın emekçi çalışıyor. Dolayısıyla 2024 yılında 12 değil 17 milyona yakın emekçinin ücret TİS görüşmeleri gündemde! Diğer yandan Alman Makinistler Sendikası GDL’in TİS dönemi de devam ediyor. 2024 toplu pazarlık dönemi için şu müzakere sıralaması ortaya çıkmaktadır: ilk olarak güvenlik sektörü ve matbaa sektörü, ardından ilkbaharda inşaat sektörü ve kiralık işçi sektörü. Haziran 2024’te kimya endüstrisi ve sistem gastronomisi endüstrisindeki toplu sözleşmelerin süresi dolacak. Son olarak, Almanya’daki en büyük toplu pazarlık sektörü olan metal ve elektrik endüstrisindeki toplu pazarlık Eylül 2024’te yeniden başlayacak. Federal ve yerel düzeydeki kamu işkolu toplu sözleşmelerinin süresi 2024 yılının sonuna kadar dolmayacaktır. Buradaki toplu pazarlıklar daha sonra 2025 toplu pazarlık turunun başlangıcını oluşturacak.

REEL ÜCRET ARTIŞI İÇİN…

Yazının başında WSI’nin hazırladığı bir raporda, reel ücretlerin 2020 yılından bu yana sürekli düştüğü ve bugün 2016 yılının düzeyine gerilediğine ve imzalanan tüm ücret sözleşmelerin sonuçlarının kötü olduğuna dikkat çekmiştik. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir husus daha var: Bugün eleştirdiğimiz bu TİS sonuçları için işçi ve emekçilerin çok ciddi mücadeleler vermek zorunda kaldılar. Uyarı grevleri, grev oylamaları ve süresiz grevler özellikle yılın ikinci yarısından itibaren gündemdeydi. İşçi ve emekçiler açısından hala yüksek olan enflasyon (özellikle enerji ve gıdada) ve 2021/2022 ve 2023’teki satın alma gücü kayıpları (reel ücret kaybı) ve enflasyon telafi primlerinin ortadan kaldırılması göz önüne alındığında reel ücretlerin gerçekten yükselmesi için mücadele edilmeli. Bugün 12,41 euro olan yasal asgari saat ücretini eleştiren Ver.di sendikası, TİS’lerle belirlenen asgari ücret olarak 14 euroyu hedefliyor. Son olarak iş yükünün hafifletilmesi için haftalık çalışma sürelerinin tam ücret ve personel karşılığı kısaltılması gündeme alınmalı. Henüz taleplerin belirlenmemiş olduğu bütün işkollarında zaman kaybetmeden tartışmaya hemen başlamak ve taleplerin tabandan belirlenmesi için çaba içine girilmesi gerekiyor.

ZORLUKLARI BİRLİKTE AŞACAĞIZ!

Geride bıraktığımız iki TİS döneminde milyonlarca işçi ve emekçi hayal kırıklığına düştü. Sendika yönetimlerinin, “reel ücret artışı”, “emeğe saygı ve değer” gibi büyük laflarla ve vaatlerle başlattıkları TİS dönemleri emeğe saygısızlık ve reel ücret kaybıyla sonuçlandı. Buna karşılık DGB ve ona bağlı sendikaların yönetim kurulları, sanayi için enerji fiyatını düşürmeyi başardılar! Buna rağmen Federal Hükümetin “sanayi elektriği fiyat indirimi kararının” (“Industriestrompreisentlastungsbeschluss”) yetersiz olduğunu belirtip, “bu planla kilovat saat başına 6 centlik bir fiyata nasıl ulaşacakları anlaşılır değil” (25 Ocak 2024, IG Metall İkinci Başkanı Jürgen Kerner) ve “Almanya’nın sanayisizleştirilmesini kabul etmeyeceğiz” diyorlar! Ve “sanayisizleşmeye” (kutuya bkz.) karşı devasa sübvansiyon paketleri talep ediyorlar. Sermaye yanlısı sendika bürokrasisinin işte bu tutum 2024 TİS döneminin zor geçmesine neden olacak.

Bürokratlar, “sanayisizleşmeyi engelleme” ve “işyerleri koruma” adına işçi ve emekçiler arasında tedirginliği artırma yoluyla ücret taleplerini düşük tutmaya ve haklarından feragat etmeye zorlayacaklar. İki aya yakın bir zamandır yoksul çiftçiler hakları için Avrupa çapında çok çetin bir mücadele veriyorlar. Mücadeleleriyle bir dizi kazanımlar elde ettiler ve daha fazlası için mücadeleyi sürdürüyorlar. Yine son birkaç haftadır Almanya’da yüz binlerce (toplam 2,5 milyondan fazla) işçi ve emekçi, göçmen düşmanlığına karşı birlikte yaşam ve mücadele için alanlara çıkıyor. Tüm bu eylemler bize zorlukları ancak birleşerek aşacağımızı, birleşe, birleşe kazanacağımızı gösteriyor. Ülke genelinde gelişen bu olumlu atmosferi değerlendirmek, mücadeleyi bütün işkollarına yayarak geliştirmek bizim elimizde.

 UYUMLU EYLEM PLANIYLA SANAYİSİZLEŞMEYE KARŞI

Ana yazıda sözü edilen “yeni uygulamaların” (ki bunların hiçbiri özü itibariyle yeni değil) ortak özelliği, tümünün bugün “uyumlu eylem planının” (“Konzertierte Aktion”) gölgesinde yapılıyor olması. Her ne kadar “uyumlu eylem planı” sadece Temmuz 2022 – Şubat 2023 arası yürürlükte kalsa da etkisi hala “kara bulut” gibi üzerimizde bulunuyor. “Fiyat artışına karşı uyumlu eylem planı” (“konzertierte Aktion gegen steigende Preise”) olarak ilan edilen ve oluşumda hükümetin, sermaye örgütleri ve sendikaların yanı sıra bilim insanlarının da yer aldığı komisyon gerçekte sermayenin çıkarlarını korumak için oluşturulmuştu.

SANAYİ İÇİN 500 MİLYAR EURO!

Uzun süredir kamuoyunda “teknolojik dönüşüm” (“Transformation”), “dijitalleşme” (“Digitalisierung”), “yapay zekâ” (“Künstliche Intelligenz”) gibi başlıklar altında “uyum sağlanması gereken zorunluluklar” tartışılıyor. Buna bağlı olarak ise uluslararası alanda devam eden rekabete dikkat çekilerek, sanayi enerji fiyatlarının düşürülmesi gerektiği, aksi taktirde Almanya’nın “sanayisizleşeceği” (“Deindustrialisierung”) ileri sürülmeye başlandı. IG Metall, IG BCE ve IG BAU sendikaları yaptıkları eylemlerle başı çekerken diğer sendika yönetimleri, sermaye lehine lobi faaliyetlerine ağırlık verdiler. Sendika yönetimlerine göre elektrik fiyatı, özel haneler ve mikro işletmeler için kilovat saat başına 35 cent olabilir, küçük ve orta ölçekli işletmeler için ise 10 cent ile sınırlandırılmalı. Enerji yoğun şirketler için ise kilovat saat başına 6 centlik bir “köprü elektrik fiyatını” da geçmemeli! Bugün DGB ve ona bağlı bütün sendikalar, “sanayisizleşmeye karşı devletin geleceğe yönelik sübvansiyonlarını artırmasını” talep ediyorlar. Federal ve eyalet hükümetlerinden temsilcilerin olduğu gibi şirketlerin ve tabii ki IG Metall sendikasının yer aldığı bir “dönüşüm komisyonu” (“Transformationskommission”) kurulmasını talep eden IG Metall yönetimi, “Sanayinin iklim-nötr dönüşümünün daha hızlı ve daha iyi ilerleme kaydetmesini sağlamak için bu komisyon mümkün olan en kısa sürede somut bir program hazırlamalıdır” diyor. IG Metall, “Almanya’yı bir üretim merkezi olarak geleceğe hazırlamak için on yıllık bir süre zarfında toplam 500 milyar euro tutarında devlet yatırımı yapılması” çağrısında bulunuyor!


TİS FESİH BİLDİRİMLERİ

Önümüzdeki aylarda gündeme gelecek olan bazı işkollarında TİS fesih bildirim tarihleri şöyle:

ŞUBAT: Basım endüstrisi (Ver.di),

MART: İnşaat sektörü (IG BAU), kiralık işçiler (DGB) ve Deutsche Telekom (Ver.di),

MAYIS: Özel ve kamu bankaları (Ver.di),

HAZİRAN: Kimya endüstrisi (IG BCE), Sistem gastronomisi (NGG),

EYLÜL: Metal ve elektrik endüstrisi (IG Metall),

ARALIK: Kamu işkolu (federal ve yerel düzeyde, Ver.di), Bina temizliği (IG BAU) ve Deutsche Post AG (Ver.di).

TALEPLER

VER.Dİ basım işkolu için yüzde 12 talep ediyor,

NGG gıda sektörü, sistem gastronomisi için yüzde 8-10 arası ücret zammı talep önerisini kararlaştırdı*,

IG BAU inşaat işkolu için aylık 500 Euro zam istiyor,

IG BCE kimya işkolu için yüzde 6 ila 7 arası talep önerisini kararlaştırdı*,

IG Metall ve DGB kiralık işçiler için yüzde 8,5 zam talep ediyor.

*NGG ve IG BCE sendikalarının “talep önerileri” sendikanın yönetim kurulu tarafından karar altına alındı. Bu öneriler fabrikalarda tartışılıp TİS komisyonlarına iletilmesi ve bunların yapacağı ilk toplantıda karar altına alınması gerekiyor.

 Kaynak ve daha ayrıntılı bilgi için bkz.: www.wsi.de

 

 

 

 

Close