SPD erken seçim öncesi asgari saat ücretini 15 euroya çıkaracağını ilan etmişti. Daha sonra yapılan koalisyon sözleşmesinde, “Koalisyon tarafları asgari ücretin 2026 yılında 15 euroya çıkmasının mümkün olduğunu düşünüyorlar” görüşü yer almıştı. Haziranın sonunda bir araya gelen Asgari Ücret Komisyonu, oybirliği(!) ile yasal asgari ücreti kademeli olarak 2026’da 13,90 euroya ve 2027’de 14,60 euroya çıkarmayı kararlaştırdı. DGB, “kararın arkasındayız” derken Başbakan Merz, “artık bu tartışma bitmiştir” dedi. Sermaye temsilcileri ise asgari ücret uygulamasında istisnaların artmasını talep ediyor.
SERDAR DERVENTLİ
Asgari Ücret Komisyonu’nun (AÜK) Almanya’da asgari ücreti 2027 yılına kadar iki kademeli olarak 14,60 euroya yükseltme kararı aldı. Buna göre 1 Ocak 2025’ten bu yana brüt 12,82 euro olan asgari ücret 1 Ocak 2026’da 13,90 euroya ve 1 Ocak 2027’de 14,60 euroya çıkacak.
SPD erken seçim öncesi asgari saat ücretini 15 euroya çıkaracağını ilan etmişti. Daha sonra yapılan koalisyon sözleşmesinde, “Asgari ücretin daha da geliştirilmesi için, Asgari Ücret Komisyonu, genel bir değerlendirme kapsamında hem ücret gelişmelerini hem de tam zamanlı çalışanların brüt medyan ücretinin yüzde 60’ını dikkate alacaktır. Bu şekilde, 2026 yılında 15 euroluk bir asgari ücret hedeflenmektedir” deniliyordu.
Koalisyon partileri verdikleri sözde durmadıkları gibi AÜK’nın aldığı kararı, “yerinde bir karar” diye savunuyorlar.
SPD CEPHESİNDEN DESTEK
SPD ve sendika merkezlerinden övgü ve takdir gelirken sosyal kurumlardan eleştiriler geldi. Sermaye çevresinden ise, “çok yüksek, iş sahaları tehlikeye girecek” gibi uyarılar ağırlıklı oldu.
Federal Çalışma Bakanı Bärbel Bas anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını açıkladı. “Zorlu müzakereler ardından elde edilen sonuç için taraflara saygı duyduğunu” söyleyen Bas, “aynı zamanda sosyal demokrat olarak ülkedeki insanlar için daha fazlasını isterdik. Bunu da gizlemeyeceğim” dedi. Bas, federal hükümete öneriyi kabul etmesini ve bunu bir yönetmelikle tüm ülke için genel bağlayıcı hale getirmesini önereceğini söyledi.
SPD Meclis Grup Başka Yardımcısı Dagmar Schmidt, “Asgari Ücret Komisyonu oybirliğiyle karar verdi – bu iyi bir sinyal ve Almanya’da sosyal ortaklığın işlediğini gösteriyor. Sonuç saygı ile karşılanmalıdır” dedi. Bundestag Çalışma Komisyonu Başkanı Bernd Rützel (SPD), Augsburger Allgemeine gazetesinde bunun “gerçekten kabul edilebilir bir sonuç” olduğunu söyledi.
“BENİM İÇİN TARTIŞMA BİTMİŞTİR”
Başbakan Friedrich Merz, “benim için asgari ücret tartışması, önerinin kabul edilmesiyle sona ermiştir” dedi. Koalisyon içinde artık bu konuyla ilgili tartışmaya gerek olmadığını söyleyen Merz, “Önerilen artışın içeriği ve siyasi yönü hakkında yorum yapmayacağım. Bu, hepimizin istediği ve koalisyon anlaşmasında da bir kez daha vurguladığımız mekanizmadır. Komisyon önerisini yaptı, federal hükümet bunu yasalaştıracak. Karar verildi, tartışma bitti” dedi.
Federal Hükümetin Genel Ekonomik Gelişmeleri Değerlendirme Uzmanlar Kurulu Başkanı Monika Schnitzer, komisyon kararını “akıllıca bir karar” olarak nitelendirdi. Spiegel dergisine verdiği demeçte, iki aşamalı artışın işletmelere uyum sağlama zamanı vereceğini söyleyen Schnitzer, “Enflasyonun çok yükseldiği, asgari ücretin ise sadece ılımlı bir şekilde artırıldığı bir dönemden geliyoruz. Şimdi bu zamla enflasyon artışını bir nevi telafi ediyoruz” dedi.
Schnitzer, “Uzlaşılan 14,60 euro ile hala Almanya’daki medyan gelirin yüzde 60’ının altında kalıyoruz, bu nedenle işgücü piyasasında büyük olumsuz etkiler beklenmiyor. Buna rağmen asgari ücretin artmasıyla bazı işler yine de tehlikeye girebilir. Örneğin fast food lokantalarında, verimlilik artışı veya fiyat artışı mümkün olmayan yerlerde işyeri kaybı yaşanabilir” dedi.
Almanya Perakende Birliği (HDE) de iş sahası kayıpları yaşanacağını ileri sürdü. HDE Başkanı Alexander von Preen, “Asgari ücret komisyonunun kararı perakende sektöründe çok sayıda işin kaybedilmesine yol açacak” dedi. Alman Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied ise mevsimlik işçiler için asgari ücret uygulamasında istisna yapılması talebini yineledi.
BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞI
AÜK’nın kararını muhalefet ve sosyal kuruluşlar sert bir şekilde eleştirdi. Yeşiller Partisi milletvekili ve eski parti başkanı Ricarda Lang, RedaktionsNetzwerk Deutschland’a yaptığı açıklamada, artışın “çok yetersiz ve milyonlarca çalışan insan için büyük bir hayal kırıklığı” olduğunu söyledi.
Sol Parti (Die Linke) Genel Başkanı Jan van Aken, saatlik asgari ücretin 15 euro olarak yasayla belirlenmesini savundu. Aken, Rheinische Post gazetesine verdiği demeçte, bunun altındaki her ücretin “açlık ücreti” olduğunu söyledi.
Sosyal yardım kuruluşları da hayal kırıklığını dile getirdi. VdK başkanı Verena Bentele, “Son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon göz önüne alındığında, 15 euroya çıkarılması uygun olurdu” dedi.
Almanya Sosyal Dernekleri (SoVD) de bu kararı anlamadığını belirtti. Dernek başkanı Michaela Engelmeier, Funke Mediengruppe gazetelerine verdiği demeçte, “Bu bizim için yetersiz bir karar, kesinlikle anlaşılmaz. Çünkü zengin ve yoksul arasındaki uçurum giderek büyüyor ve hükümet bunu seyrediyor” dedi.
SENDİKALARDAN ANLAŞILMAZ TUTUM!
Almanya genelinde 6 milyon dolayında işçi asgari ücretle çalışıyor. Aldıkları ücret yeterli olmadığı için 800 bin civarına emekçi geçimlerini aldıkları ek sosyal yardımla sağlamak zorunda kalıyorlar. Bu durumda sendika yönetimlerinin en azından yasal asgari ücret konusunda işçilerden yana tutum almaları beklenebilir.
Ama birkaç gün önce bunun tam tersi yaşandı! 2023 yılında komisyon toplantısında asgari ücreti 2024’te 12,41 euroya ve 2025’te 12,82 euro çıkarma önerisini, “bu kadar düşük bir zamma onay veremeyiz” diye reddeden ve “ihtiyaç duyulan 2025’ten itibaren 15 eurodur” diyen sendikacılar bugün 13,90/14,60 euronun yeterli olduğunu savunuyorlar!
Komisyonda DGB adına yer alan Stefan Körzell, 2023 yılında bu sözlerin yanı sıra şunları söylemişti: “Hayat pahalılığı had safhada. Kiralar, beslenme ve diğer temel geçim masrafları sürekli yükselirken asgari ücretin 15 euronun altına kalması kabul edilemez.” Bugün ise Körzell, “biz uzlaşmanın arkasındayız. İyi bir sonuç elde ettik” diyor. Körzel’e sormak gerekiyor ne değişti de 15 euronun altında bir ücret kabul edilebilir oldu? Kiralar, beslenme ve diğer temel geçim masraflarının fiyatları düşüşe mi geçti?
Aynısı komisyonda sendikaları temsilen yer alan Ver.di Başkan Vekili Andrea Kocsis ve NGG Başkanı Guido Zeitler için de geçerli. Her ikisi de 2023 yılında 15 euronun altında bir ücretle geçinmenin mümkün olmadığını söylüyorlardı. Her ikisi de bugün “iyi bir sonuç elde ettik” diyorlar!
KOLLEGELER, HESAP BÖYLE YAPILMAZ!
TİS sonuçlarında “matematik cambazlığı” yaparak geniş işçi kitlelerini yanıltan sendika bürokratları aynı tutumlarını yasal asgari ücret konusunda da sürdürüyorlar. Körzell, Kocsis ve Zeitler asgari ücretle geçinenlerin ücretlerinin toplamda “yüzde 13’ten fazla artacağını” söylüyorlar. 2026 yılında brüt asgari saat ücreti yüzde 8,4 artarak 13,90 euroya çıkacak. 2027 yılında ise yüzde 5,0 artarak 14,60 euroya çıkacak. Prensip olarak her artış kendi başına hesaplanmalı ve asgari ücretle çalışan için ne anlama geldiği üzerinden değerlendirilmeli. Genel kamuoyunda devam eden asgari ücret tartışmalarında olduğu gibi sendikacılar da açıklamalarında asgari ücret düzeyinin sanki brüt=net ücretmiş gibi konuşulması da yanıltıyor.
Ancak asıl önemli olan ücretin yüzde kaç arttığı değil olan bu ücretin yeterli olup olmadığı; yani asgari ücretin işçinin insanca yaşamını idame ettirebilmesi için gerekli olan düzeyde olup olmadığıdır. Ayrıca işçinin insanca yaşaması demek onun aynı zamanda geçinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının yanı sıra sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını da aldığı ücretten karşılayabilecek durumda olması anlamına gelir. Ve bütün bunlara ek olarak ücreti ailesini geçindirebilecek bir düzeyde olmalıdır. Bütün bu sayılanlar işçinin ve ailesinin “asgari” ihtiyaçlarıdır.
Diğer bir sorun ise asgari ücretin işçinin alacağı emeklilik maaşının da temeli olduğu için yaşlılıkta yoksulluğu engelleyecek bir düzeyde olması gerektiğidir. Kısacası hesap yapılacaksa böyle yapılmalı!
TARTIŞMA BİTMEYECEK
İster Başbakan Merz’in “benim için tartışma bitmiştir” sözü ister Körzel’in “biz uzlaşmanın arkasındayız. İyi bir sonuç elde ettik” sözü olsun – her ikisi de asgari ücret tartışmasının gündemden çıkmasını istiyorlar. Fakat tartışma sadece bu ikisi istiyor diye bitmeyecek.
Asgari ücretin 15 euronun altında kalmasını sağlayan sermaye cephesi şimdi “bölgesel asgari ücret”, “branşa özgü asgari ücret” vb. taleplerini gündeme getirmeye başladı. Münih’te yaşayan bir işçiyle Doğu Almanya’nın kırsal bölgesinde yaşayan bir tarım işçisinin farklı harcamaları olduğunu belirten sermaye yanlısı ekonomistler, “bu bölgede asgari ücret pekâlâ daha düşük olabilir” diyorlar. Fakat aynı ekonomistler Münih’teki asgari ücretin bölgedeki ihtiyacı karşılayacak düzeye yükseltilmesini talep etmiyorlar – onlara göre ücretin yetmediği yerlerde devlet devreye girmeli. Alman Çiftçiler Birliği (DBV) Joachim Rukwied, tarım sektöründe çalışan işçilere asgari ücretin yüzde 80’i düzeyinde ücret verilmesinin yeterli olduğunu söylüyor.
Sermaye cephesinden asgari ücrete karşı saldırılar devam edecek ve zaten birçok istisnaya olanak sunan yasanın daha fazla delinmesi için değişik yol ve yöntemler gündeme getirilecek.
Emek cephesinde ise asgari ücretle geçinmek zorunda olan 6,4 milyon işçi var. Bunların yanında sayıları hiçbir istatistikte görülmeyen asgari ücret dışı* tutulan geniş bir kesim daha var. Her gün geçim derdiyle boğuşan milyonlarca emekçi için asgari ücretin düzeyiyle ilgili tartışmaların son bulması mümkün değil.
Fakat asgari ücretin düzeyiyle ilgili tartışmalar bütün işçileri kapsayan bir tartışmaya ve mücadeleye dönüşmediği sürece başarıya ulaşması da mümkün değil. Resmi verilere bakıldığında 14 milyona yakın işçinin 16 euronun altında ücret aldığı görülüyor. Asgari ücretin biraz üstünde para almanın rahat bir yaşam ve yaşlılıkta iyi bir emeklilik maaşı anlamına gelmediği biliniyor. Dolayısıyla ücretlerin yükseltilmesi mücadelesine çok daha geniş kesimleri katmanın koşulları var. Değişik sosyal kurumların yaptıkları hesaplar Almanya’daki asgari saat ücretin 2026’dan itibaren 21 euro olması gerektiğini gösteriyor – Tabi bu rakamın ilerleyen yıllarda değişik faktörler gözetilerek yükselmesi gerekiyor. Bugün insanca bir yaşam ve insanca bir emeklilik dönemi için verilecek mücadele de 21 euro saat ücreti baz alınmalı.
Yasal asgari ücret hakkından muaf tutulanlar:
– Mesleki Eğitim Kanunu kapsamındaki çırak ve stajyerler,
– Meslek eğitimi olmayan 18 yaşın altındaki gençler,
– Gönüllü olarak çalışan kişiler,
– İstihdamlarının ilk altı ayında olan uzun süreli işsizler,
– Gönüllü hizmet (Freiwillige Soziale Jahr=FSJ, den Bundesfreiwilligendienst=BFD) yapan kişiler,
– İstihdam teşvik tedbirlerine katılanlar,
– Evde Çalışma Kanunu kapsamındaki ev işçileri,
– Serbest meslek sahipleri ve
– Ceza mahkumları.