SEBAHAT ASLAN / Berlin
Berlin’de “Deutsche Wohnen & Co Enteignen” inisiyatifinin ilk aşamasını 2019 yılında başlattığı özel konut firmalarının sosyal bir nitelik kazanması ve hukuki bir çerçevede bir kamu kuruluşuna devredilmesini öngören yasa çıkarılması için imza kampanyasının ikinci aşaması 26 Şubat’ta başladı.
İmza kampanyasına birçok semtte değişik aktiviteler ve renkli görüntülerin olduğu coşkulu mitingler eşliğinde start verildi. Etkinliklere bazı sendikalardan temsilciler ve Sol Parti’den milletvekilleri de katıldı.
Salgına rağmen kampanyaya ilgi büyüktü. Haftasonu özellikle parklarda, alışveriş merkezlerinin önlerinde, sokaklarda küçük gruplarla hijyen kurallarına da uyarak imza toplanmaya başlandı.
İmza toplayan gruplar içinde özellikle gençlerin yoğunluğu ve aktif olmaları dikkati çekiyor. Bazı üniversitelerden ögrenci birlikleri bu kampanya için gruplar oluşturdular. Kiracı dernekleri, sendikalar ve çeşitli kitle örgütleri de kampanyada aktif olarak yer alıyorlar.
Kampanya için öncelikle semtlerde çalışma grupları oluşturuldu. Düzenli bir şekilde kampanya hazırlığı çerçevesinde toplantılar yapıldı. Berlin’in sokaklarında taleplerin yazıldığı afişler asıldı ve bildiriler dağıtıldı. İmza toplanabilecek yerler organize edildi.
5 Mart itibariyle kampanya kapsamında 12 semtte, 1800 kişi ve 7 yüksekokul aktif olarak çalışıyor. Kampanya aktivistelerinin sayısının daha da artması bekleniyor.
Ayrıca Achen, Bremen, Darmstadt, Dortmund, Hamburg, Frankfurt Köln, Stutgart, Kiel gibi birçok başka şehirlerden de sosyal medya üzerinden desteklerini gösteren pankartların paylaşılması konut sorununun ülke genelinde yakıcılığını göstermesi bakımından dikkat çekici.
HEDEF 170 BİN İMZA VE REFERANDUM
Kampanyann hedefi olan en az 170 bin imzanın dört ay içerisinde toplanması gerekiyor. İnisiyatif temsilcileri bu salgın koşullarına rağmen hedeflenen sayıya zamanından önce ulaşabileceklerini ifade ediyorlar. Kısa bir süre içinde bazı semtlerde imzaların 10 bini bulduğu belirtiliyor.
Konut alanındaki sorunlar göçmenleri de yakından etkilediği için birçok semtte bu kesimden de kampanya çalışmalarına aktif bir katılım olduğu gözleniyor.
Referandum talep edebilmek için Alman vatandaşlığı şartının olması ve kendilerini doğrudan etkileyen bir durumda bile söz haklarının olmaması ise tepki yaratıyor. Bu durum yapılan toplantılarda da konu edilip tartışıldı. İmzaları geçersiz sayılmasına rağmen, Alman vatandaşı olmayan göçmenlerden de imza toplanıyor.
İnisiyatif sözcülerinden Rauzbeh Taheri, korona salgınına rağmen kısa sürede hedeflenen imza sayısına ulaşılabilmenin mümkün olduğunu, bu yasa tasarısının yasalaşmasıyla da tarihsel bir durum olacağını, konutlarda spekülasyonun sona erdirilebileceğini ve böylece Berlinliler için uygun fiyata oturma koşularının yaratılmasının önünün açılacağını belirti.
