28 Eylül’de Almanya’da da kadınlar Güvenli Kürtaj Günü vesilesiyle sokağa çıkacaklar. Çok sayıda kadın ve sağlık örgütünün oluşturduğu bir birlik bu yıl “Kürtaj: Kendi kaderini tayin etmenin cezası olamaz! § 218 kaldırılsın!” sloganıyla eylemlere çağrı yaptı. Çağrıda kadınların kendi bedenleriyle ilgili kararı kendilerinin alması gerektiği belirtildikten sonra şöyle devam ediliyor; “Hamileliğin devamına karar ancak hamile kişi verebilir. Ancak Almanya’da kürtaj, ceza kanununun tamamen geçerliliğini yitirmiş 218. paragrafında hala yer alıyor. Bir federal hükümet komisyonu şu anda bizim için uzun zamandır net olan bir şeyi tavsiye ediyor: Kendi kaderini tayin etmenin cezası yoktur!” Yasanın kürtajı kadınlara yönelik özel suç saymasına nihayet son verilmesi gerekiyor. Üreme hakları ve optimal sağlık hizmeti temel insan haklarıdır, ceza hukuku değildir. Bu nedenle bu yılki Güvenli Kürtaj Günü için şunu talep ediyoruz: § 218 artık kaldırılmalı!
KÜRTAJ HAKTIR
Uluslararası Güvenli Kürtaj Günü ilk kez 1990 yılında Abya Yala’nın* bazı kesimlerinde kutlandı ve hala gerekliliğini muhafaza ediyor. Bunun örneğini komşu ülkemiz Polonya’da görüyoruz. Avrupa’nın en katı kürtaj karşıtı yasalarından biri burada 2020’den beri yürürlükte ve bu yasa şimdiden birçok kadının hayatına mal oldu. Kürtaja kanunen ancak tecavüz sonrasında veya hamile kadının hayatının tehlikede olması durumunda izin veriliyor. Gerçekte bu seçenekler bile göz ardı edilir ve iptal edilmesi artık fiilen mümkün değildir. Hamile kadınların fiziksel özerkliğine yönelik bu tecavüz, devlet şiddetinin kabul edilemez bir biçimidir ve etkilenenlerle tam dayanışma içindeyiz!
Kürtajın suç sayılmasının Almanya’da da geniş kapsamlı olumsuz sonuçları var: Kürtaj söz konusu olduğunda tüm nüfus grubunun sağlık hizmetleri yetersiz. Doktorların yasal gri alanda hareket etmeleri caydırıcıdır. Kürtajlar ayrıca suç teşkil etmesi nedeniyle tıbbi çalışmaların ve uzmanlık eğitiminin bir parçası değildir. Genç doktorlar pek ilerleme kaydedemiyor ve Almanya’nın birçok bölgesindeki tedarik durumu kritik durumda. Buna kürtaj yaptıran kişilerin toplumsal olarak dışlanması da ekleniyor. Genellikle yalnızlıkla sonuçlanan bir yasak çünkü bu konuda açıkça konuşmak hâlâ tabu. Siyasileri bu döngüyü kırmaya çağırıyoruz. Kendi kaderini tayin edene ceza yok! § 218’den uzak durun! Bu talep Almanların çoğunluğu ve hukuk, tıp ve sosyal yardım alanlarındaki meslek kuruluşları tarafından destekleniyor.
Devletin görevi ise aile planlaması için iyi çerçeve koşulları yaratmaktır. Özgür bir kararı mümkün kılan şey budur. Ülke çapında üreme sağlığı hizmetlerinin sağlanmasını, doğum kontrolü ve kürtajın sağlık sigortası şirketlerinin standart bakımına dahil edilmesini, ailelere kapsamlı devlet desteği verilmesini, ırkçılık, engelli, trans ve inter* düşmanlığı gibi yapısal engellerin kaldırılmasını ve hepsinden önemlisi, cezai ehliyetsizlik yerine fiziki özerkliğin korunmasını talep ediyoruz.
Özellikle sağcı grup ve partilerin ve onlardan çıkan hükümetlerin güçlendiği bir ortamda, uyanık ve yüksek sesle kalmalıyız. Üreme haklarının sınırlandırılması çoğu zaman azınlıkların ve dışlanmış kişilerin temel haklarının kısıtlanmasının ilk adımlarından biridir. İnsanoğluna yönelik bu aşağılamaya yer vermemeliyiz! Bu nedenle sizi 28 Eylül’deki ülke çapındaki eylem gününe katılmaya çağırıyoruz!”
Güvenli Kürtaj Günü ile ilgili materyallere ve eylem yerlerine ilişkin bilgilere aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. (YH)