Written by 20:30 POLITIKA

Silahlanmaya ‘Rusya kamuflajı’

YÜCEL ÖZDEMİR

Almanya başta olmak üzere bir çok ülkenin hızla silahlanmasının en önemli gerekçesi Rusya’nın uzak olmayan bir sürede Avrupa’da karşı bir savaş başlatacağı. Bunun ne zaman olacağı konusunda değişik tahminler de yapılmaya başlandı. Bu uzak olmayan tarih konusunda bugünden somut tarif belirtenler bile var.

Avrupa cephesinden silahlanmaya ayrılan bütçelerden yola çıkan gazete ve televizyonlarda bu nedenle her iki taraf arasında askeri güç dengesini hesaplamaya başladı. Der Spiegel dergisi de iki tarafın askeri gücünü kıyaslayanlardan. Rusya 2024’te askeri harcamalar için 462 milyar, NATO üyesi Avrupa ülkeleri 442 milyar dolar ayırmış. Rusya’nın toplamda 1 milyon 100 bin, NATO üyesi Avrupa ülkelerinin 2 milyon 41 bin askeri var. Bunun yaklaşık dörtte biri Türkiye’de. Son haftalarda Türkiye’ye bu nedenle dikkat çekiyor.

Der Spiegel, tarafların sahip olduğu silahları da kıyaslıyor. Avrupalıların 6 bin 700, Rusya’nın 2 bin 900 panzeri, Avrupalıların 2 bin 300, Rusya’nın bin 400’den az savaş uçağı, Avrupalıların 15.400, Rusya’nın sadece 6090 topu varmış.

Hem silah, hem para hem de asker sayısı bakımından NATO üyesi Avrupa devletlerinin toplam gücü, Rusya’dan çok daha üstün görünüyor. Bu nedenle Rusya’nın kendisinden büyük bir askeri güce saldırması pek mantıklı görünmüyor. Muhtemel bir savaş durumunda her şey alt alta dizilen rakamlar gibi olmayabilir. Birçok Avrupa ülkesi, Rusya’ya karşı, hesapta görüldüğü gibi savaşa aktif katılmayabilir.

ALMANYA AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ASKERİ GÜÇÜ OLMAK İSTİYOR

Avrupa’daki NATO üyesi ülkeler arasında 2024 yılında resmi verilere göre 86 milyar dolar ile orduya en fazla bütçe ayıran ülke Almanya. Onu İngiltere ve Fransa talip ediyor. AB ülkeleri arasında askeri harcama bakımında Almanya, son Anayasa değişikliğini de hesaba katarsak kısa sürede açık arayla birinci olacak. Diğer ülkelerin yetişmesi zor. Asker sayısı bakımından ise Türkiye birinci. Onu Polonya ve Fransa takip ediyor. Almanya’nin asker sayısı şimdilik 181 bin. Ancak artan savunma harcamalarına bağlı olarak asker sayısının kısa sürede artırılması gündemde. Son günlerde bu nedenle zorunlu askerlik tartışılmaya başlandı.

Daha önce zorunlu askerliğe karşı çıkan Yeşiller Partisi, askeri harcamalara olduğu gibi bu konuya da yeşil ışık yaktı. Estirilen hava ve yaratılan korkuya bakılırsa Almanya’nın birkaç yıl içinde asker sayısı bakımından Türkiye’den sonraki en büyük askeri güç olması bekleniyor.

“RUSYA’NIN DERDİ UKRAYNA DEĞİL” PROPAGANDASI

Almanya’nın Avrupa’nın en büyük askeri güç olmaya dair atılan adımların hızını Rusya ile gerilimin seyri izleyecek. Almanya Genel Kurmay Başkanı Carsten Breuer, “Rusya tarafından tehdit ediliyoruz. Bunu savuşturmak için ne gerekiyorsa yapmak zorundayız” diyor. Rusya‘nın dört yıl içinde toparlanıp Avrupa’ya saldıracağını iler süren Breuer, “Ne kadar erken hazırlansak o kadar iyi. Rusya’nın derdi sadece Ukrayna değil. Savaş bitse de Avrupa’yı tehdit etmeye devam edecek. Asker sayısını savaş öncesine göre iki katına çıkardı. Askeri yapısını batıya doğrulttu” diyor.

Norveç Genel Kurmay Başkanı Eirik Kristoffersen ise Rusya’nın Ukrayna savaşından sonra iki-üç yıl içinde toparlanıp Avrupa’ya saldıracağını ileri sürenlerden. Avrupa’daki bütün propaganda aygıtı Rusya’nın 5-15 yıl arasında Avrupa’ya bir saldırı planladığı üzerine kurulu.

Alman Haberalma Teşkilatı (BND) ve Alman Ordusu tarafından hazırlanan “Durum Analizi Raporu” da aynı doğrultuda. Raporda durum şu şekilde tespit ediliyor: “Rusya kendisini Batı ile sistemik bir çatışma içinde görüyor ve emperyalist hedeflerini gerçekleştirmek için, Ukrayna’nın dışında da askeri güç kullanmaya hazır.”

Raporda, Ukrayna’nın dışındaki bölge olarak Baltık bölgesi işaret ediliyor ve buradan NATO’nun gücünü test etmeyi deneyeceği ileri sürülüyor. Zamanlama konusunda ise bir tahmin yapılmıyor.

HEDEF HALKI SAVAŞA İNANDIRMAK

Bu propagandanın hedefi, askeri harcamalar için açılan kesenin ağzına bağlı olarak halkın yakında bir savaşın çıkacağına inandırılarak, militarist politikalara destek verecek düzeye gelmesini sağlamak. İki büyük savaşın yaşandığı kıta Avrupasında savaşın büyük bir yıkım olacağı adeta belleklere kazınmış. Bu nedenle sermaye medyası, siyasetçileri ve silah tekelleri önce bu belleği silmek gerektiğinden hareket ediyor.

Bu nedenle utanmadan “Silahla barışı inşa etme” (Frieden schaffen mit Waffen) propagandası yapıyorlar. Devasa askeri harcamalar ve rekor silah üretimi ve satışının maksadı “barışı tesis etmek” imiş…

Avrupa’nın askeri olarak ABD’den bağımsız olarak kendi güveliğini Rusya’ya karşı sağlama girişimin pek çok açıdan büyük risklerde dolu olduğunu söylemeye gerek yok. Rekor düzeydeki silahlanma, bir provokasyonun ardından Rusya’ya saldırmakla sonuçlanabilir. Ya da bir emperyalist güç olarak Rusya da, Ukrayna’da olduğu gibi çevrelemeyi püskürtmek edine karşı hamle yapabilir.

Nereden bakılırsa bakılsın, ABD’nin etkisiyle Rusya-Ukrayna arasında müzakere masası kurulsa da, emperyalist paylaşım hesapları ve buna bağlı olarak silahlanma devam edecek. Ekonomideki daralmanın etkisiyle emperyalist rekabette geri kalmanın paniğine kapılan Almanya, bunu daha fazla silahlanma ve savaş hazırlıklarıyla aşacağını umuyor.

Bütün bunlar, Ukrayna savaşının bitmesi durumunda savaş ve silahlanma tehlikesinin varlığını sürdürmeye devam edeceğini gösteriyor. Bu nedenle, yaklaşan Paskalya’da geleneksel gösterilere katılmak önemli.

Close